Salihli Emek ve Demokrasi Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Atatürk Kent Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
- manisaisciduragi
- 8 Mar
- 3 dakikada okunur
Salihli Emek ve Demokrasi Platformu adına Selma Altınöz'ün okuduğu basın açıklaması metnini paylaşıyoruz:

Sevgili Kadınlar,
8 MART Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nün tarihi, 1857’de Amerika Birleşik Devletleri’nde bir tekstil fabrikasında çalışan yaklaşık 40 bin kadın emekçinin, eşit işe eşit ücret ve daha iyi koşullarda çalışma talepleriyle örgütlenerek greve gitmesi, polisin bu greve müdahalesiyle çıkan yangında 129 kadın hayatını kaybetmesiyle başlar. 8 Mart örgütlenen, talepleri için direnen ve bu uğurda hayatını kaybeden kadınlara atıfla kadın mücadele tarihinin simge günlerinden biridir. O günlerden bu yana tüm dünyada kadınlar adalet, eşitlik, hak ve özgürlük mücadelesini yükselterek, her 8 Mart’ta emek sömürüsüne, savaşlara, yoksulluğa, eşitsizliklere, adaletsizliğe ve kadınları yok sayanlara karşı sözünü dile getiriyor, meydanları dolduruyor.
“Aile değil Kadınız” diyerek tüm kadınları ERKEK EGEMEN SINIRLARA VE KAPİTALİST SÖMÜRÜYE KARŞI EMEK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ BÜYÜTMEYE çağırıyoruz.
Kadını birey olarak görmeyen, aile içinde toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip kamusal alandan uzaklaştırmaya çalışan AKP-MHP iktidarının 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesine, bu söylemle ve beraberindeki politikalarla kadınları eve, aileye ve erkeğe tabi kılmanın zemini oluşturmasına karşı sözümüzü örgütlüyoruz.
İktidar sözcüleri kadın düşmanı açıklamalarını sürdürüyor. Neredeyse tüm kurumlar, plan ve programlarıyla ne zaman evlenmemizin uygun olduğundan, nasıl ve kaç çocuk doğuracağımız, nasıl yaşamamız, giyinmemiz ve davranmamız gerektiğini, hangi çalışma biçiminin bize göre olduğunu tarifleyerek bedenimiz, kimliğimiz ve emeğimizi kuşatma çabası içinde. Yani AKP-MHP iktidar bloğu bize aile dışında var olma seçeneği tanımıyor.
Kadınların kendi mücadeleleri ile yasalara taşıdığı haklar, yaşamın içinde karşılık bulmuyor. Kazanılmış hakları tek tek kadınların elinden alınıyor. Kadınlar eşit, demokratik ve laik bir yaşam için verdikleri yoğun emeğe karşın hala ikincil olmaktan ve haksızlığa uğramaktan kurtulamıyor. Evde, sokakta işte ve siyasette şiddetin her türlüsünün muhatabı oluyor. Kadınlar erkek şiddeti ile yaşamdan koparılırken, merkezi yönetim, görevi olan eşitsizliği ve şiddeti doğuran nedenleri ortadan kaldırmak yerine İstanbul sözleşmesini fes ediyor. Haksızlığa ya da saldırıya uğrayan kadınlar ve kız çocukları adaletten de beklediklerini bulamıyor.
Sözde bizler düşünülerek gündemde tutulan yeni çalışma modellerinin bizlerin değil; bakım evleri, kreşler açmayan, analık izni ve ebeveyn izni gibi düzenlemelerin, ilgili uluslararası standartların ve kadınların istihdam olanaklarını artıracak gerçek politikaların hayata geçirilmesi için hiçbir girişimde bulunmayan iktidar için olduğuna şüphemiz yok.
“Kadınların iş ve aile yaşamını uyumlulaştırması “adı altında güvencesiz, kısmi, uzaktan, esnek çalışmayı esas alan istihdam politikalarıyla ekonomik bağımsızlıklarını kısıtlamayı hedeflemesine;
Şiddete maruz kaldığımızda aile birliği’ni koruma adına sessiz kalmamızın beklenmesine KARŞI ÇIKIYORUZ.
Esnek ve güvencesiz istihdam değil güvenceli istihdam, güvenli iş yerleri İSTİYORUZ.
Çocuk bakımının kadının değil, ebeveyn sorumluluğu olduğunu, her mahalleye ücretsiz, nitelikli, kreş açılmasının gerekli olduğunu hatırlatıyoruz.
"Kadın Bakanlığı kurulması konusundaki ısrarımızı yineliyor; “2025 AİLE YILI” DEĞİL “KADIN YILI” DİYORUZ.
Sevgili kadınlar,
AKP/MHP iktidar bloğunun cinsiyetçi politikalarının yanında ekonomik krizler, anti demokratik uygulamalar, tüm yetkinin tek elde toplanması, hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlali, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar yaşamlarımızı derinden etkiliyor. AKP-MHP iktidarının “yeni Türkiye’sinin bizi yaşama, barınma gibi temel haklarımızdan mahrum bıraktığını, seçme ve seçilme hakkımızı gasp ettiğini görüyoruz.
Bir yanda işsizlik, tam zamanlı ve güvenceli iş bulmanın zorluğu, meslek edinme sınavlarındaki şaibeler, liyakatsizlik ve “adam” kayırmacılık, diğer yanda dayanaksız ve itiraz hakkı dahi verilmeden işten çıkarmalar ve ilişiği kesilenlerin adeta fişlenerek herhangi bir geçim kaynağına erişmesini engelleyen KHK rejimi ve tüm bunların yanında yükselen enflasyon karşısında eriyen ücretler ve gün be gün pahalılaşan hayatla barınma, hayatı idame etme hakkımız tırpanlanıyor.
Kız çocukları, 4+4+4 uygulamaları ile eğitimden koparılıyor, çocuk işçi yada erken evliliğe terk ediliyor. ÇEDES gibi sözde “değerlerin korunması ve öğretilmesi” adı altında çocuklar, hurafeye ve bilim dışılılığa yönlendiriliyor. 17 Şubat 1926 da kabul edilen 2002 de kadın mücadelesi ile daha ileriye taşınmış olan Medeni Yasa yeniden erkek istemlerine uygun düzenlenmek isteniyor.
Kadınların eşit haklara sahip olması iktidar sorunudur. Bu nedenle yerel ve genel siyasette kadın temsilcinin arttırılması için verilen mücadelenin daha da yükseltilmesi gerektiğinin bilincindeyiz.
Tüm bunlara karşı bu 8 Mart’ta demokrasi, eşitlik, barış ve özgürlük talebimizi yükseltiyoruz.
Şiddetsiz Bir Yaşam İstiyoruz!
Dünya genelinde her 3 kadından 1’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de ise kadın cinayetlerinin geldiği boyutu, 2024’ün Ekim ayından bu yana endişeyle takip ediyoruz. 2024’ün son aylarında Narin’in ailesince katledilmesi ve izleyen günlerde artan kadın cinayetleri, eril yargının Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katilinin haksız tahrik indiriminden faydalanabileceğine hüküm getirmesi bir kez daha bu iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele kararı olmadığını gösterdi.
Kadınların aileleri içinde, evde, sokakta ve işyerlerinde güvende olması için İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE DÖNÜLSÜN ve kadını şiddet ve istismardan, ayrımcılıktan koruyacak uluslararası standartlar hayata geçirilsin, ulusal mevzuat buna göre düzenlensin istiyoruz!
İşyerinde şiddet ve tacizin önlenmesini düzenleyen ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşmeyle ilgili düzenlemeler yapılarak uygulamaya konulsun diyoruz.
Sevgili Kadınlar,
Kadın emeğini görünmez kılan, savaşlarla yoksullaştıran, güvencesizleştiren ve yaşam hakkını elinden alan, otoriter politikalarınızı kabul etmiyoruz.
Geçmişten bugüne mücadele ederek, örgütlenerek, direnerek ve dayanışarak dünyayı değiştiriyoruz: Bizi evle, savaşla, yoksullukla ve baskıyla kuşatmaya çalışan erkek egemen sistemin getirdiği eşitsizliğe, baskıya ve bizi susturmaya, haklarımızı gasp etmeye çalışanlara karşı birleşelim, mücadeleyi büyütelim.
Kadınlar örgütlendiğinde, birlikte mücadele verdiğinde dünya değişir!
Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun...
Manisa İşçi Durağı
Comments